top of page

Müzayedeler, Koleksiyonerler ve Eserlerin Serüveni


Müzayedeleri seyrederken insanlar antikalara meraklı insanlar görür. Bir parçaya tutkuyla bağlanmış, onu alabilmek için servetinden her adımda biraz daha büyük bir miktarı feda etmeye hazır, gözbebekleri sahip olmanın hırsı ile parlayan insanlar.

Çoğu zaman bu insanlar kararı kendilerini verdiklerini düşünür. Bir eseri beğenmiş, araştırmış, kendi zevklerine ve anlam dünyalarına uygun bulmuş ve almaya karar vermişlerdir. Ama aslında öyle midir?

Bu dünyayı biraz gözlemleyenler şu sonuca da varabilir: Her eserin kendine ait bir serüveni vardır.

Ve o eser kendi yönünü kendi tayin eder; bir yerden bir yere gitmesi, ya da bir koruma altına girmesi gerekebilir ve bu durumda kendine bunu gerçekleştirecek bir nöbetçi seçer 😊

Seçilmez, seçer, nesne değil öznedir.

Nice zaman sonra bazı ferasetli koleksiyonerler şunu fark eder; belki de ellerindeki o eserin sahibi değil aslında geçici koruyucusu ya da nöbetçisidirler; onların ömrü ya da gücü bitecek ve ama o eserin hayatı devam edecektir. O eser kaldığı yerden yola devam edecek, hizmetini başkasını görecek ona başkası sevgi ve gururla bakacaktır. Kendileri geçici, sanat eserleri kalıcıdır ve onların hayatlarında kendilerinin ancak yan bir rolü vardır.

Bunu bir tarafa alalım.

Diğer taraftan iyi koleksiyonerlik ya da bu işin piri olmak da bir mertebedir. Emek ister, kendi ruhundan bir şeyler katmak, adanmak ister. İnsanın bir ömür kendini zevklerini yontmasını, bilgilerini pekiştirmesini ve gözünü terbiye etmesini gerektirir. Hamdım, piştim, yandım deyip, insanın kendi zevklerini incelterek, kendini işleyerek, kendinden yani insandan bir sanat eseri çıkarmasını gerektirir.

Bir taraftan bir aşama da atlamayı gerektirir. Onların işi biriktirmek ve kabarık koleksiyonlar oluşturmak değil “elemektir”. Kıymet biçerek, değerliyi değersizden ayırt ederek, hakkını teslim ederek…

Yani “Eşyanın hakikatini” görebilmeyi gerektirir. Bu kişilerin örneği az ama değeri fazladır aynı bağlandıkları antikalar ve sanat eserleri gibi.

Raffi Portakal “Portakal’ın Yüzyılı” kitabında bu koleksiyonerleri ve özelliklerini güzel tarif eder. Sayılı koleksiyonerlerden diye takdim ettiği Hüseyin Kocabaş’a ait şöyle bir anı anlatır: Hüseyin Bey’in gözleri görmemesine rağmen yanlarındaki İznik tabağı, değerini biçmesi için ona götürürler. Sadece parmak uçları ile dokunur ve gerçek olduğunu söyler. Raffi Portakal şöyle der: “Sadece elleri ve ruhu ile İznik tabağını okuduğu o gün hayran olmuştum” Siz olsanız hayran olmaz mısınız? Bir annenin çocuğunu tanıması gibi sadece bir dokunuştan bir eseri tanıyacak kadar aşina olmuş birine?

Yine Raffi Bey tespih koleksiyoncularını anlatırken ilginç bir örnek verir; “Sırasında tespihin habbesinden kimin çektiğini anlar, öyle inceliği vardır bu işin” Düşünün bu nasıl ince bir meseledir…

Diğeri bir örneğinde sikkeleri bir uzmana getirdiklerini, paketten çıkarırken masaya dağılan sikkeleri daha hiç eline almadan uzmanın bunlar sahte dediğini anlatır. Nereden bildiğini sorunca sesinden cevabını alır. Bir eşyanın düşünce çıkardığı sesi tanımaktadır, oysa çoğumuz bu ilgiyi sevdiğimiz insanlara bile gösteremeyiz. Dinlemesini bilirseniz onlar aslında konuşmaktadır; tabii anlayabilene.

Sonra bir filmden örnek verir; biri kokusundan odadaki altını bulur. Herkes şaşırır; Altın kokar mı hiç? Adam sakince cevap verir: “Kokusunu alabilene, evet.” Ben bir ekleme yapayım “Kokusunu almak için bir ömür verene, evet”

Dolayısıyla kalpten sevmek, yıllarını vermek, göz nurunu üzerinde söndürmenin sonucu olarak “eşyanın hakikati” size ayan olur. Dilinden anlar, kokusunu alır, halinden tanırsınız. İnsanlarla kurulamayan bağlar kurulur bazen.

Ama daha da önemlisi kıymetli kıymetliyi bulmuş olur. Ruh inceliği, Allah vergisi ilham ve tüm o kollektif hafızanın işin içerisine girmesiyle ortaya çıkan değerli eser, ince ve kıymet bilen bir koleksiyonerle karşılaşmış, yerini bulmuş olur. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine denecek kadar…

Comments


Mekanın Ruhu Bloga Abone Olun

İletişim bilgilerinizi bırakın ve blog yazılardan, turlardan ilk siz haberdar olun.

Teşekkürler!

bottom of page